Üç Fidan için ağıt

Önder Sav*

6 Mayıs 1972 tarihinde Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan idam edildiler.

1968-1972 yıllarında devrimci öğrencilerin lideri olan Deniz Gezmiş, 25 yıllık ömrüne çok etkinlik ve eylem sığdırmıştır.

1968’de öğrencilerin yenilik ve reform isteklerinin kabul edilmeyişi üzerine İstanbul Üniversitesi’nin işgali, ABD 6. Filosu’nun protesto edilmesi, aynı yıl Samsun’dan Ankara’ya “MUSTAFA KEMAL YÜRÜYÜŞÜ” bunlar arasındadır. Hakkında çıkarılan “VUR EMRİ” üzerine arkadaşları Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan ile birlikte eylemlerini, Anadolu’da gerçekleştirmek üzere yola çıkan Deniz Gezmiş, Sivas-Gemerek’te yakalandı, Ankara’da Sıkıyönetim Mahkemesi’nde yargılandı ve ölüm cezasına mahkûm edildi. (İlk yargılama aşamasında savunma görevi yapan avukat ordusunda genç bir avukat olarak katıldım).

İsmet İnönü ve Bülent Ecevit başta olmak üzere CHP’li milletvekili ve senatörlerin “SİYASİ SUÇLAR İDAMLA CEZALANDIRILMAMALIDIR” diyerek karara karşı çıkmışlar, fakat TBMM’nin idam kararını onamasına engel olamamışlardır.

”Yaşasın tam bağımsız Türkiye, kahrolsun emperyalizm, yaşasın işçiler köylüler”, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının kullandığı söylem ve sloganlardır.

Deniz Gezmiş, babasına bıraktığı mektupta, “Oğlun ölüm karşısında aciz ve çaresiz kalmış değildir. O, bu yola bilerek girdi; sonunun bu olduğunu biliyordu. Seninle düşüncelerimiz ayrı ama beni anlayacağını tahmin ediyorum” diyordu. Deniz Gezmiş’in babası gibi düşüncesi farklı olanlar vardır; fakat ömürlerinin baharında inandıkları ilkeler ve doğrular için ölümü göze almalarını anlamamız ve saygı duymamız gerekir.


Deniz Gezmiş, Yusuf Arslan, Hüseyin İnan

Tam bağımsızlık ve emperyalizmle mücadelede Atatürk’ün yolunda gelecek kuşaklara iz bırakarak yaşamlarını noktaladılar. Deniz Gezmiş, son arzusu sorulduğunda, 1936 İspanya İç Savaşı’nda ordu destekli faşist güçlerce öldürülen çoğu devrimci olan “HALK CEPHESİ” mensubu olan 600 bin kişinin faşizme karşı kararlılıkla, büyük bir inançla direnmelerinden esinlenerek onların yaşadığı acıları ve yapılan işkenceleri anlatan Rodrigo’nun Gitar Konçertosu‘nu dinlemek olduğunu söylemiş ve Ulucanlar Cezaevi’ndeki tutukluların ıslıkları ile eşilk ettiği konçertoyu dinleyerek idam sehpasına yürümüştür.

Devrimcilik ruhları içinde uyusunlar, Allah rahmet eylesin.

Ülkemizde benzer acıların yaşanmaması dileklerimle sağlıkla sevgiyle yaşayın.

*Eski CHP Genel Sekreteri, eski Türkiye Barolar Birliği Başkanı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir